Şeyh Halid Efendi’nin büyük oğlu olan âlim Şeyh İbrahim Efendi, miladi 1868 yılında Çapakçur’un (bugünkü Bingöl) Çan köyünde doğmuş, 1925 yılında vefat etmiştir. 57 yıllık ömründe ilim, irfan ve hizmetle dolu bir hayat sürmüştür.
Şeyh İbrahim Efendi; bilgili, faziletli, takva sahibi ve öğrendiği ilimle amel eden, Çan meşayihi (tasavvuf büyükleri) arasında önemli bir yere sahipti.
İlk eğitimini Çan köyünde aldıktan sonra, ilim yolculuğuna devam ederek Palu ilçesindeki büyük âlim ve müftü Şeyh Hasan Efendi’nin medresesinde eğitim gördü.
Meşihat (Osmanlı’daki şeyhülislamlık makamı) tarafından hazırlanan resmi belgelerde, Şeyh İbrahim Efendi’nin Arapça, Farsça, Türkçe, Kürtçe ve Zazaca dillerine hâkim olduğu belirtilmiştir. Müftülük sınavında birinci sırayı almış ve Çapakçur müftüsü olarak atanmıştır. Meşihat tarafından kendisine görev beratı (atama belgesi) gönderilerek resmen göreve başlamıştır.
Şeyh İbrahim Efendi, tefsir, hadis, fıkıh, usulü fıkıh, ferâiz (miras hukuku), kelam, mantık, sarf, nahiv, meânî, beyân ve tasavvuf gibi birçok alanda derin bilgi sahibiydi. Zamanının en zeki ve önde gelen âlimlerinden biri olarak tanınırdı. Allah sırrını mukaddes kılsın (kuddise sirruh).
Dönemin genç kaymakamı gözetiminde, Çapakçur’daki ulemalar (âlimler) müftülük kadrosu için sınava alınmış, bu sınavda en yüksek ikinci puanı alan kişi Mevlâna Şeyh Mustafa bin Şeyh Ahmed (el-Veliyyü’l-Kâmil) olmuştur. Allah onun da sırrını yüce kılsın.
Çapakçur Müftüsü Şeyh İbrahim Efendi görevdeyken, Çapakçur ve çevresinde Bingöl Harekâtı olarak bilinen Şeyh Sait Efendi’nin (kuddise sirruh) kıyamı meydana gelir. Bu olay üzerine Şeyh İbrahim ve ailesi, Şeyh Said’in başlattığı harekete bizzat ailece katılır.
Bu nedenle, 28 Haziran 1925 tarihinde, Şark İstiklal Mahkemesi tarafından Müftü Şeyh İbrahim, amcası Şeyh Hasan Efendi ve âlim olan üç kardeşi Şeyh Abdullah Efendi, Şeyh Ali Efendi ve Şeyh Celaleddin Efendi ile birlikte toplam 47 kişi idama mahkûm edilir.
29 Haziran 1925’te Diyarbakır’da idam edilmeden önce, Müftü Şeyh İbrahim mahkeme heyetine sunduğu savunmasında, kendisinin ve ailesinin vatanı ne kadar sevdiğini ve memleket müdafaası söz konusu olduğunda Çapakçur halkının da görevini fazlasıyla yerine getirdiğini belirtmiştir.
“Çan şeyhleri ailesi, I. Dünya Savaşı’nda (28 Temmuz 1914 - 1918) Çapakçur cephesinde Ruslara karşı millî bir kuvvet oluşturmuş ve bu kuvvet, Şeyh Ahmed Efendi el-Çanî, el-Çapakçurî El Halidi oğlu Şeyh Eyyüb Efendi’nin komutası altında Ruslara karşı canla başla savaşarak büyük başarılar elde etmiştir.”
Başta Çan ailesi olmak üzere, Çapakçur aşiretlerinden oluşan bu millî güç, Ruslara karşı göğüs göğüse savaşmış, ağır kayıplar vermiş ve büyük kahramanlıklar göstermiştir. Ruslar, bu direniş karşısında hezimete uğratılmıştır. Ancak mahkeme heyeti bu savunmaları dikkate almamış, Çan Şeyhleri ve dava arkadaşlarını İstiklal Mahkemesi adı altında idam etmiştir.