Hicri 1230 (Miladi 1814) yılında Çan köyünde doğan Şeyh Ahmed Efendi, 1301 (Miladi 1886) yılında yine Çan’da vefat ederek ebediyete irtihal etmiştir. Ömrü 71 yıl sürmüştür. Maarif-i Rabbani ile yetişmiş, seyr-i sülûk yolunda ilerlemiş bir tasavvuf büyüğüdür. Türbesi, Çan köyü kabristanı içinde bulunmaktadır.
İlk döneminde Kadirîlik yolunda bulunan Şeyh Ahmed Efendi, daha sonra abisi Şeyh Ali Efendi’nin halifesi olmuştur. Miladi 1846 yılında veba salgını sebebiyle abisi vefat edince, Şeyh Ahmed Efendi, dönemin meşhur şeyhlerinden Eş-Şeyh Ali Septî el-Pâlevî Hazretlerine intisap ederek onun halifesi olmuştur. Bu manevi bağ, ariflerin kalplerinde yankı bulan bir sadakat ve teslimiyet örneğidir.
Şah-ı Nakşibendî (kuddise sirruh) şöyle der:
“Allah dostlarıyla ömrünü geçirenler asla pişman olmayacaklar. Bu dostluk, ölüm ile son bulmayacaktır.”
Ve yine buyurmuştur:
“Ariflerin kalbi kadar geniş ve büyük başka hiçbir şey yoktur. Yerler ve gökler, arifin kalbine nispeten bir noktacık gibidir.”
Bu söz, Allah Teâlâ’nın “Yerlere ve göklere sığmadım, mümin kulumun kalbine sığdım.” kudsî hadisini yansıtmaktadır.
Nakşibendî tarikatı, Osmanlı Padişahları Sultan Abdülmecid, Sultan Abdülaziz ve Sultan II. Abdülhamid Han dönemlerinde büyük bir yayılım göstermiştir. Tarikatlar, Kur’an ve sünnete dayanan, aynı şeriatın yolları olup birbirine rakip değil, tamamlayıcıdır. Bu yollar arasında taassuba düşmek doğru değildir.
Şeyh Ahmed Efendi, 14 yıl boyunca baba ocağında tasavvuf terbiyesi almış ve ardından babasının 1830 yılındaki vefatından sonra, müderris olan kardeşi Şeyh Ali Efendi ve Seyda Molla Muhammed Efendi’nin yanında Arapça, Tefsir, Hadis, Fıkıh, Mantık, Usûl-ü Fıkıh ve Akâid gibi ilimlerde eğitim alarak irşad hizmetine başlamıştır.
Seyda Molla Muhammed Efendi hakkında aile büyüklerinden edinilen bilgilere göre, 1839 yılında Çewlik’ten Çan’a gelirken köyümüzün Kur'an Deresi’nde din düşmanları tarafından pusuya düşürülerek şehit edilmiştir. Bu acı olay, hem Şeyh Ahmed Efendi’yi hem de Çapağçur halkını derinden etkilemiştir. Naaşı, Çan aile mezarlığına defnedilmiş olup kabri hâlen ziyaret edilmektedir. Bugün, Molla Hasan Kıyatsil ailesi, Molla Muhammed Efendi’nin kendi cedleri olduğunu ifade etmektedir.
Mevlana Celaleddin Rumi (kuddise sirruh) şöyle der:
“Üzülme; kaybettiğin her şey, başka bir surette bir gün mutlaka geri döner. Kendini küçük görmeyi bırak. Sen yürüyen evrensin.”
İmam Şafiî Hazretleri de şöyle nasihat eder:
“Vakit bir kılıçtır; eğer sen onu kesmezsen, o seni keser. Nefsini hak ile meşgul etmezsen, o seni batıla meşgul eder. Yokluk ve yoksulluk, bir korumadır; insanı günahlardan uzak tutar.”